20 Kasım 2011 Pazar

Bir Galibiyetten Daha Fazlası

     Bir kulüpten daha fazlasıydı onlar ama Abdi İpekçi’yi sarıp sarmalayan turuncudan bozma sarı, vişne çürüğü kırmızısı formalı yüreklere hayranlıklarını saklamadılar. Regal Barcelona, geçen sene çeyrek finalde Obradovic’in itinayla dokuduğu Panathinaikos’tan aldıkları dersle zaten zirvede olan kadro yapısını, Rajon Rondo’nun Avrupa şubesi Rubio’nun Amerika’ya zıplamasıyla Anadolu Efes’in ikna çabalarına taş koyarak Huertas’la daha da güçlendirdi. Maccabi’nin dişlilerinin bağlantı noktası Chuck Eidson’ı da İsrail topraklarından koparınca Final-Four’u cebine koyup Mayıs ayını beklemeye başladılar desek yersiz olmaz. Hele ki şu lokavt durumundan mütevellit Baba Gasol ve Marc’ında bu bünyeye dahil olacağını düşünürsek CSKA alınmasın ama şampiyonluk geleyazıyor.

     Ufak bir Barcelona tanıtım broşürünü elinize sıkıştırdıktan sonra dün gece benim baktığım ekranda neler olduğuna bir de ben değineyim. Salonu dolduran taraftarların en ufak pürüzü olduğunu söyleyen varsa ulaşsın bana. Dünkü atmosfer nereden bakarsanız bakın en hafif yorum bile partizanca kalacaktır. Şeref tribününden tezahüratları ezberden haykıran yönetici, basın tribününde oturan televizyon spikerinin arkasında çıldırmış olan taraftarı hayranlıkla cep telefonu kadrajına sığdırma çabası, saha da disiplini zirveye tırmanmış yüreği alev alev 12 adam ve kenarda alan savunmasında stense oturan baş antrenör.

     Dün gece Abdi İpekçi’de bütün unsurlarıyla bütünleşmiş bir topluluk vardı. Belki galibiyeti getirmeye yetmedi ama kağıt üstünde kaybedilmiş bu maç, Galatasaray Basketbol Şubesi’nin zafer şutunu sokmadan önce aldığı savunma reboundu olabilir.

     İstanbul’a gelene kadarki Euroleague karnesinde yalnızca bir çeyreği geride tamamlayan Barcelona karşısında ilk çeyreğe 19-19 ile ortak olurken, üçüncü çeyrekte 19-17 ve son çeyrekte 18-9’luk skor üstünlükleri bizim lehimizeydi. Galibiyeti onlara götüren 2. çeyrek skoru ise 10-25. Bu 10 dakikalık bölümü göz ardı edecek olursak istatistik kağıdının her alanına sirayet etmiş bir Galatasaray mevcut.Bu teknik bilgiler dünkü karakteri kavramaya yetmez.Onun için maçın taktiksel analizini benden çok daha birikimli ‘Güzel İnsanlar’ dan okursunuz.

     Ben dün gece sadece imkansıza inanmış kocaman yürekler gördüm ve mucizeyi yaratmak için yalnızca ruha dokunmak gerektiğini bir kez daha hatırladım. Galatasaray’ın koyduğu karakterin dinletisi vicdanın mantığa karşı direnç hikayesiydi.

(19 Kasım 2011 Tarihinde www.basketbolhaber.com sitesinde yayımlanmıştır)

Hiç yorum yok: