2 Ağustos 2011 Salı

Bir Playoff Hikayesi

NBA playoffları,her sene kendi hikayelerini yaratan oyuncuları izleyicilerine sunmaktan büyük zevk duyar.Büyük oyuncuların inanılması güç skor performanslarından öte “artık bitti bu adam” etiketiyle yaşayan oyuncuların playoff performansları her zaman çok daha etkileyici olmuştur bana göre.Bugün sonu mutlu biten bir dramdan söz edeceğim.Kahramanımız Portland Trail Blazers’ın ‘shooting guard’ı Brandon Roy.O,2011 playoffları ilk tur eşleşmesi 4. maçında Dallas Mavericks’e karşı kendi hikayesini kaleme aldı.O’nun hikayesini özel kılan maçta soktuğu şutlar veya liderliği değil,4.maça gelene kadar yaşadıklarıydı.Roy’u hatırlatmak için kısa bir öz geçmiş geçmekte yarar var.2006 draftında 6. Sıradan Minnesota tarafından seçilip Randy Foye takası karşılığında Portland’a gönderildi.2007 de yılın çaylağı ödülünü 127 oyun 126sını alarak taçlandırdı.Artık Roy’un bir süper yıldız olduğu ve önündeki senelere damga vuracağı konusunda kimsenin şüphesi yoktu.Ta ki dizlerinden çok ağır sakatlık geçirene kadar.Hikaye de tam bu noktada başlıyor.2011 Ocak ayında iki dizinden birden atroskopi geçirdi.Birçok oyuncunun tek dizinde sorun yaşayıp kariyerlerini  sonlandırdığını anımsayan bir çok basketbol otoritesi Roy’un iki dizinin birden arıza vermesinden sonra “bir daha eskisi gibi dönemez” etiketini layık görmüşlerdi bile.Gelişmelerde bu söylemleri haksız çıkarmıyordu.Roy artık McMillan’ın takımında benchten gelen oyuncu hüviyetine bürünmüştü.Oyuna girer takımın sıkıştığı anda etki yapar ve benchteki sandalyesine geri dönerdi.Dizleri artık eski kuvvetini kaybetmiş ve Roy psikolojik olarak da sağlıklı görünmüyordu.Bir insan için en üzücü durum kendisinin eski sağlığına dönemeyeceği gerçeğiyle karşılaşmasıdır herhalde.Playofflarda Dallas ile eşleşen Portland serinin gizli favorisi görünüyor olmasına karşın Texas’ta oynanan ilk iki maçı kaybederek Rose Garden’a 2-0 geride dönüyordu.Brandon Roy ilk maçta 27 dakika süre alıp 1/7 saha içi isabet oranıyla 2 sayı üretirken 0/2 üçlük 0/1 serbest atışla maçı tamamlıyordu.Esas Roy için yıpratıcı olan olaylar 2.maçta cereyan ediyor,8 dakika süre aldığı maçta 0/1 saha içi isabet oranı 0/2 serbest atış 1 top kaybı ile McMillan tarafından kenara alınıyordu.Roy maç sonrası açıklamasında “kenara gelirken göz yaşlarımı zor tuttum,ben daha fazla oynamayı hak ediyorum.”ifadeleriyle biraz McMillan’a sitem ederken en çok da kendi durumunu kabullenmemeye gayret gösteriyordu.Seri Rose Garden’a taşındığında ise Portland evindeki maçı zor da olsa kazanıyor,Roy 24 dakika süre aldığı 3.maçta 6/10 saha içi 4 asist 16 sayıyla takımına katkı veriyordu.3. maç sonrası McMillan Roy ile ilgili olarak “Herkes emin olabilir ki ben  ondan daha fazla istiyorum onun oynamasını,eski kuvvetini kazanmasını ancak şu an bu mümkün gözükmüyor” açıklamasını yapıyordu.Ve Roy’un hikayesinin zirve yaptığı 4.maç gelmişti.Aslında bu maç kendi içinde ayrı bir dram yaşatıyor.Maçın 2. Ve 3. Çeyreklerini çok iyi oynayan Dallas son çeyrek başlarken 23 sayıyla öndeydi.Roy maçın 2.çeyreğinde hafif bir sakatlık geçirip kenara gelmiş ve farkın açılmasına oradan şahit olmuştu.McMillan Roy hamlesini son çeyrekte umutla oyuna sürdü.Çeyrek başlarken belki de Dallas’ta rehavet varken Roy kendi tarihini yazmak için ısınıyordu.Brandon Roy 24 sayı 5 asist 4 rebound  9/13 saha içi isabeti ile takımını 23 sayı farktan geri getirdi.Portland maçın bitimine 1 dakika kala 78-82 gerideyken Roy’un 4 sayılık oyunu ile beraberliği yakaladı.Jason Terry nin şutu kaçırmasıyla hucüm sırası Portland’a geçti ve son topu da Roy’un ellerine teslim eden Andre Miller bütün takım arkadaşları gibi Roy’un yapacaklarını seyre daldı.Roy orta mesafe şutuyla 84-82 ile takımını öne taşıdı ve maçı getiren adam oldu.Maç sonunda Roy’un yüzündeki haklı gurur eminim ki bütün seyredenlerin yüreğine dokunmuştur.Bir başarı hikayesi daha böylece son buldu diyebilir miyiz?Hiç sanmıyorum.Yazıya başlarken sonu mutlu biten diyerek başladık ama  Brandon Roy’un hikayesi daha yeni başlıyor.Portland’ın 7 numarasının kaleme aldığı hikayesi için yeni sayfalara ihtiyacı olacak.(25.04.2011)

Hiç yorum yok: